Currently browsing category

Pîr & Mürşid

MAHMUD EROL KILIÇ İLE İRFAN GELENEĞİMİZ VE HZ. MEVLÂNÂ / MUSTAFA S. KÜÇÜKAŞCI -Röportaj-

MAHMUT EROL KILIÇ İLE İRFAN GELENEĞİMİZ VE HZ. MEVLÂNÂ ETRAFINDA (*) “İKİMİZİN KALBİ BİRDİR, SEN BENİMSİN; BEN SENİNİM”  MUSTAFA S. KÜÇÜKAŞCI (Röportaj) DARÜLMÜLK KONYA: 13. yüzyıl, hem İslâm düşüncesi bakımından hem de özellikle biz Türklerin irfan hayatı bakımından fevkalâde önemli bir dönemdir. Bu dönemde Anadolu’ya çok önemli şahsiyetler gelmiştir. Konya …

HAZRET-İ TÜRKİSTAN Hoca Ahmed YESEVÎ

HAZRET-İ TÜRKİSTAN Hoca Ahmed Yesevî [ KADDESALLAHU  SIRRAHUL-AZÎZ ] Hoca Ahmed Yesevi Türk dünyasının manevi hayatında asırlardır tasarrufu devam eden ve “Pir-i Türkistan”, “Hazret-i Türkistan” namı ile anılan büyük bir Türk mutasavvıfıdır. O, kendi adıyla anılan Yeseviyye tarikatının esaslarını belirlemiş ve bugün bütün dünyada büyük bir yaygınlığa sahip Nakşbendiyye tarikatını da …

Abdulkadir GEYLANÎ: Mürşidin Müride Karşı Görevleri

Müridin Terbiyesinde Şeyhe Düşen Görev Şeyh, kendisine gelen müridi, kendisi için değil; Allah için kabul etmelidir. Mürid ile arkadaşlığı hoşça ve nasihat yollu olmalıdır. Onu şef­kat gözü ile yönetmelidir. Mürid, kendisine yüklenen riyazet görevini çekemez olduğu za­man, ona yumuşak davranmalı ve şefkatli bir ananın çocuğunu terbi­ye ettiği gibi terbiye etmelidir. …

TARİHTE ve BUGÜN YESEVÎYYE : MUHAMMED ÂLİM SIDDÎKÎ (ö.1633) ve SİLSİLESİ

09XVII. YÜZYILDA ORTA ASYA’DA BIR YESEVÎ ŞEYHI: MUHAMMED ÂLİM SIDDÎKÎ (Ö. 1043/1633) Prof. Dr. Necdet Tosun  Marmara Ün. İlahiyat Fakültesi, İstanbul Bugünkü Afganistan’da devam eden Yesevî kolunun Âlim Şeyh’ten sonraki silsilesi şöyle devam etmiştir: Âlim Şeyh (Muhammed Âlim Sıddîkî) Muhammed Şerîf Hüseynî (Huccetü’z-zâkirîn kitabının müellifi) Şeyh Arslan Hokandî Emîr Şâh …

ŞAH-I   NAKŞBEND   MUHAMMED  BAHAÜDDİN  BUHARÎ

ŞAH-I  NAKŞBEND   MUHAMMED  BAHAÜDDİN  BUHARÎ [ Kaddesallahu   Sırrahulaziz ] İsmi, Muhammed bin Muhammed’dir. Bahaüddin ve Şâh-ı Nakşbend gibi lakabları vardır. Allah’ın sevgisini kalplere nakşettiği için, “Nakşbend” denilmiştir. 1318 (H.718) senesinde Buhârâ’ya beş kilometre kadar uzakta bulunan Kasr-ı Ârifân’da doğdu. 1389 (H.791)’da Kasr-ı Ârifân’da Rebî’ul-evvel ayının üçünde Pazartesi günü vefât etti. …

ALİ USTA’NIN HATIRATINDAN – II. KISIM

Ali Usta’nın Hatırâtı – II ALİ USTA’NIN  HATIRALARINDA ŞEYH   ŞERAFEDDİN   DAĞISTANΠ(K.S.) ALİ USTA’NIN HATIRATINDAN – II. KISIM 12. Uzay Hakkında Şeyh Efendi’ye bir gün sordum: – Şeyhim, Merih’te hayat var mı? -Yoktur, dedi. – İtalyanlar rasathaneden teleskopla tarassut etmişler; karlı dağlar, çizgiler, nehirler ve çukurlar görmüşler. Orada hayat olduğunu söylüyorlar. Bir de …

ÇEÇENİSTAN’DA KADİRİYYE TARİKATI (XIX. Yüzyıl)

BİR RUS RAPORUNA GÖRE ÇEÇENİSTAN’DA KADİRİYYE TARİKATININ DURUMU KADİRİYYE DOKTRİNİ VE ÇEÇENİSTAN’DAKİ VE ARGUN KAZASINDAKİ KADİRİLER : **** Mütercimin Notu Aşağıda sunulan belge, «ekler» kısmındaki diğer belgelere hiç benzememektedir. Bunun yazarı A. İppolitov, Kadiriyye (zikirci) hareketini sindirmekle görevli jandarma yüzbaşısı idi. Onun raporu da, bu tür literatürün ihtiva ettiği tüm bilgisizlik (İppolitov, …

CEMALEDDİN GAZİKUMUKİ’NİN MEKTUBU

OSMANLI ŞEYHÜLİSLAMI’NA MEKTUB            NAKŞBENDÎ ŞEYHİ SEYYİD CEMALEDDİN GAZİKUMUKİ’NİN OSMANLI ŞEYHÜLİSLAMI’NA YAZDIĞI MEKTUB Seyyid Cemaleddin Gazikumuki k.s. İmam Şamil, içteki münafık, hain yerli işbirlikçileriyle uğraşırken bir yandan da zâlim, işgalci emperyalist Hıristiyan Rus kuvvetlerine karşı dini, vatan ve özgürlüğünü korumaya çalışmaktaydı. Bunun için eldeki bütün kuvvetlerine …

BEŞİKTAŞLI YAHYÂ EFENDİ

YAHYÂ EFENDİ [K.S] ( 1494; Trabzon  – 1569, İstanbul ) İstanbul’da yetişen büyük velîlerden. İsmi Yahyâ, nisbeti Beşiktâşî’dir. Aslen Amasyalı olup Şamlı Ömer Efendinin oğludur. Yahyâ Efendi, İbn-i Ömer el-Arabî, Yahyâ bin Ömer Beşiktâşî ve Molla Şeyhzâde gibi isimlerle de tanınıp meşhûr olmuştur. 1494 (H.900) senesi Trabzon’da doğdu. 1569 (H.977) …

EBÛ’L-HASAN   HARAKÂNÎ

EBÛ’L-HASAN   Harakânî [K.S.] Allah’a ve âhirete âit ilimler yâni mârifetler sâhibi büyük âlim ve velî. Künyesi Ebü’l-Hasan, ismi Ali bin Câfer’dir. Bistâm’ın bir kasabası olan Harkân’da dünyâya geldi. Ebü’l-Hasan-ı Harakânî, uzun boylu, güzel yüzlü, geniş alınlı, iri gözlü ve kumral idi. Hazret-i Ömer’e benzerdi. İnsanları Hakk’a dâvet eden, onlara doğru …